Hepimiz farklı birer dünyaya açıyoruz gözlerimizi. Kimi kalabalıklar içinde kaybolurken, kimi sessiz köşelerde huzur bulur. Kimi mantığın sesine kulak verirken, kimi duygularının peşinden gider. İşte bu farklılıkları anlamamıza yardımcı olan bir araç var: MBTI kişilik testi. Bu test, bizi 16 farklı kategoriye ayırıyor ve dünyayı nasıl algıladığımızı, kararlarımızı nasıl verdiğimizi ortaya koyuyor. Peki, bu kişilik tipleri İngilizce öğrenme gibi bir macerada nasıl bir rol oynuyor?
Preply‘nin yaptığı bir araştırma, oldukça ilginç sonuçlar ortaya koydu. Örneğin, dışa dönük birisi için İngilizce öğrenmek, arkadaşlarıyla sohbet etmek gibi bir keyif olabilirken, içe dönük birisi için sessiz bir köşede kitap okumak kadar verimli olabilir. Yani, her birimizin öğrenme şekli, tıpkı parmak izimiz gibi benzersiz.
Bu bilgi bize ne kazandırır? Öncelikle kendimizi daha iyi tanırız. Güçlü yanlarımızı keşfeder, zayıf yanlarımızla daha kolay baş ederiz. Her bir kişilik tipi, dil öğrenme sürecinde farklı güçlü ve zayıf yanlara sahip olabilir. Örneğin:
- Dışa Dönüklük (E) ve İçe Dönüklük (I): Dışa dönükler grup çalışmaları ve konuşma pratikleriyle daha rahatken, içe dönükler sessiz ortamlarda ve kendi kendine çalışmayı tercih ederler.
- Algılama (S) ve Sezgi (N): Algılama tipi olanlar kuralları ezberlemeyi severken, sezgisel olanlar dilin büyük resmini görmeye odaklanırlar.
- Düşünme (T) ve Duygu (F): Düşünenler mantığa ve kurallara daha çok önem verirken, hissedenler dilin kültürel yönleriyle ilgilenirler.
- Yargılama (J) ve Algılama (P): Yargılayanlar planlı ve organize olmayı severken, algılayanlar esnek ve spontanedirler.
Peki, bu bilgiler bize ne kazandırır?
- Etkili Stratejiler: Kendi kişilik tipimize uygun öğrenme stratejileri belirleyerek, daha hızlı ve kalıcı öğrenme sağlarız. Örneğin, bir içe dönük kişi için sessiz bir ortamda tek başına çalışma, daha verimli olabilir.
- Artırılmış Motivasyon: Güçlü yanlarımızı bilmek, bize başarı duygusu verir ve öğrenmeye olan ilgimizi artırır. Dışa dönük bir kişi, dil partnerleriyle konuşarak hem dil becerilerini geliştirir hem de sosyalleşme ihtiyacını karşılayarak motivasyonunu yüksek tutar.
- Hedef Odaklı Gelişim: Zayıf yanlarımızı belirleyerek, bu alanlara daha fazla odaklanabiliriz. Örneğin, bir algılama tipi olan kişi, dilbilgisi kurallarını öğrenirken sabırlı olmak gerektiğini bilerek, bu alanda daha fazla çaba gösterir.
Araştırmaya ilişkin Preply analistleri; ”MBTI, kişisel gelişimimiz için harika bir başlangıç noktası olsa da, tek başına bir yol haritası değil. İngilizce öğrenirken, kişilik tipinize uygun yöntemleri seçmek faydalı olabilir ama aynı zamanda farklı yöntemleri deneyerek kendi öğrenme stilinizi keşfetmeniz de önemli. Unutmayın, İngilizce öğrenme sadece bir hedef değil, aynı zamanda yeni kültürleri keşfetme, yeni insanlarla tanışma ve kişisel gelişiminize katkıda bulunma fırsatı. Bu süreçte eğlenmeyi ve keyif almayı ihmal etmeyin.!” şeklinde yorumlarını belirtti.