Adım 1: Web Sitenizi Optimize Edin
Ziyaretçileri ve potansiyel müşterileri web sitenize gerçekten çekmek istiyorsanız, sitenizi optimize etmelisiniz.
Arama motoru optimizasyonu yani SEO ile arama motorlarından ziyaretçi kazanabilirsiniz. SEO geleneksel olarak iki taktikten oluşur: site içi (on-page) SEO ve site dışı (off-page) SEO.
Site içi SEO web sitenizde anahtar kelimelerin, sayfa başlıkların, header’ların, meta açıklamaların ve diğer öğelerin stratejik uygulanmasıdır.
Site dışı SEO ise web sitenizin otoritesinin web üzerinde yükselmesidir, bunu kısaca açıklamak gerekirse, diğer sitelerin sizin sitenize link vermesidir. Site dışı SEO’da amaç, ilgili ve otoriter sitelerden web sitenize bağlantı yani backlink almaktır.
Modern Çağda SEO
Eskiden web site sahipleri Google’da spam yaparak anahtar kelimelerde kolayca yükseliyorlardı, ama artık kolayca ve masrafsız şekilde yükselme dönemleri geride kaldı, Google artık daha zeki. Artık spam siteleri kolayca tespit edebiliyor, aynı zamanda yüksek kaliteli içeriklerin bulunduğu sitelere de daha fazla önem veriyor. Modern SEO’da web siteleri arama motorları için optimize ederken, insanlar için de optimize etmeyi unutmamak gerekir.
Temel SEO Dersleri için bu sayfayı ziyaret edebilirsiniz: https://www.iienstitu.com/online-egitim/seo-egitimi
Ve diğer birçok SEO hakkındaki makalelere buradan bakabilirsiniz: https://yemlihatoker.com/blog/
Adım 2: Kaliteli İçerik Oluşturun
Zengin içerikli makale
Web sitenizi optimize etmeyi öğrenmiş oldunuz, şimdi ise birkaç içerik hazırlama zamanı.
İçerik – dijital pazarlama stratejisinin kalbidir. Hedef kitle için yüksek kaliteli içerikler oluşturarak sadece web sitenizin ziyaretçilerini arttırmakla kalmayıp, aynı zamanda müşterilerinizi de arttırırsınız.
İçerik kaliteli değilse, SEO da başarısız olur.
İş için Blog Yazmak.
Blogunuza yeni içerik eklediğinizde web sitenizi daha dinamik yapar. Güncel ve kaliteli blog ekleyerek arama motorlarında anahtar kelimelerinizde yükselirsiniz. Bu yüzden başarılı e-ticaret sitelerinin çoğunda blog kısmı var. Arama motoru sıralamalarında yükselmeye başlarsanız müşteri sayınız da artar.
Blog yazarken kelimeleri dikkatli kullanın, jargon kelimeler kullanmaktan kaçının. Yani müşterileriniz ve ziyaretçileriniz blog içeriklerinizi okurken anlamakta zorluk çekmesinler.
Ne Hakkında Yazmalıyım?
Çoğu iş bloglar bir amaç ile başlar. Sektörünüzdekileri ve potansiyel müşterilerinizi ne hakkında eğitmek istiyorsunuz?
Bu eğitim ürününüz hakkında değil, sektörünüzdeki sorunlar hakkında, potansiyel müşterilerinizin karşılaştığı problemler hakkında ve bazen de ürününüzün kullanımı (eğer kullanımı zor ise) hakkında olabilir.
Ziyaretçilerinizin ve müşterilerinizin sorduğu sorularına detaylı cevaplar yazarak blog yazmaya başlayabilirsiniz. Haftada en az bir tane içerik hazırlarsanız 3-4 ay içinde başarılı bir bloga sahip olursunuz.
3 hafta sonra web sitenizin analytics’ine bakarak hangi içerikleriniz ziyaretçileriniz tarafından en çok görüntülendiğini öğrenin, daha sonra o içeriklerin konularına benzer içerikler oluşturmaya devam edin.
Mükemmel Blog Yazısı Oluşturmanın Anahtarları
İlgi çekici başlık – İnsanların ilk göreceği şey yazının başlığıdır, bu yüzden ziyaretçilerinizin ilgisini çekecek başlıklar oluşturmaya odaklanın.
İyi yazılmış metin – İçeriğinizdeki metin iyi yazılmış olması ve okunması kolay olması lazımdır. Başlık etiketleri ve içeriği bölümlendirmek için madde işaretleri kullanabilirsiniz.
Multimedya içerik – Alakalı multimedya içeriği daha akılda kalıcıdır ve okunması daha keyiflidir. Her blog yazısına en az bir resim ekleyin. Slayt sunumları, video ve infografikler diğer multimedya içeriklere örnektir.
Bağlantılar – İçeriklerinizde diğer alt sayfalarınızdaki içeriklere giden bağlantılar kullanmanızı öneririm, böylece ziyaretçileriniz ilgilendikleri kaynakların daha da derinine inerler. İçeriklerinizde alt sayfalarınıza giden linkleri kullanırken dikkatli olun, fazla spam yapmayın, aynı zamanda açılış sayfalarınıza (landing pages) giden bağlantılar kullanarak ziyaretçileri potansiyel müşterilere dönüştürebilirsiniz.
Eylem çağrısı (Call-to-Action) – az önce de dediğim gibi, ziyaretçilerinizi potansiyel müşterilere (veya müşterilere) dönüştürmek için içeriklerinizde eylem çağrıları butonları (CTA) kullanabilirsiniz.
Adım 3: Sosyal Medya
Sosyal Medyanın Önemi
Sosyal medya müşterilerinizle, potansiyel müşterilerinizle ve çalışanlarınızla doğrudan iletişim için platform sağlar. Dahası, sosyal medya ile marka tanınırlığınızı arttırabilirsiniz.
Birçok sosyal medya platformlarından yararlanabilirsiniz, fakat biz en önemli üç tane sosyal medya platformuna odaklanacağız: Facebook, Twitter ve LinkedIn.
İş için Facebook
1 milyardan fazla aktif kullanıcısıyla Facebook dünyanın en popüler sosyal ağıdır. Pazarlama açısından bakıldığında, Facebook işinizi büyütebilmeniz için topluluk oluşturmanızı sağlayan güçlü bir platform görevi görür. Sayfanızı beğenmeleri için müşterilerinizi, akrabalarınızı, dostlarınızı davet edin.
Facebook sayfanızın beğenisini arttırmak için reklam verebilirsiniz, aynı zamanda paylaştığınız içeriklerin kalitesine de dikkat ediniz.
Gary Vaynerchuk’un “Rakibini Yere Ser” adlı kitabını okumanızı öneririm, bu muhteşem kitabı okuyarak sadece Facebook’u değil, diğer birçok önemli sosyal medya platformlarını en iyi şekilde kullanmayı öğrenirsiniz.
İş için Twitter
Twitter insanların 140-karakterli mesaj paylaşabildikleri sosyal ağdır. Twitter’i iş için kullanmak pek de kolay değil, özellikle de ülkemizde. Maalesef insanlarımız salak salak komik paylaşımları beğenir ve paylaşırlar ancak önemli bilgilerin yer aldığı paylaşımlara asla dikkat etmezler.
Bu yüzden web sitenizin sağ kenarına Twitter profilinizi ve “takip et” butonunu ekleyebilirsiniz. Sektörünüzdeki kişileri takip ederek onların da sizi takip etmelerini sağlayabilirsiniz. Web sitenize eklediğiniz içerikleri anahtar kelimenizi hashtag yaparak paylaşabilirsiniz.
İş için LinkedIn
İş için en iyi sosyal ağ LinkedIn’dir. Burada sektörünüzle alakalı yüzlerce hatta binlerce kişilerle arkadaş olabilirsiniz. Sektörünüzün lideri olduğunuzu LinkedIn’deki arkadaşlarınıza kanıtlayabilirsiniz. Aynı zamanda grup oluşturarak gruba ilgili kişileri eklemenizi öneririm, grupta bilgiler paylaşın, insanların sorularına cevap verin.
LinkedIn profilinizi mükemmel bir şekilde ayarlayın, daha önce çalıştığınız şirketleri, şimdiki çalıştığınız yerleri, şirketinizi, yeteneklerinizi ekleyin ve arkadaşlarınızla karşılıklı olarak yeteneklerinizi onaylayın.
Adım 4: Ziyaretçileri Potansiyel Müşterilere Dönüştürün.
Web sitenizi optimize etmeyi, içerik oluşturmayı ve o içerikleri de sosyal medyada tanıtmayı öğrendiniz. Bunları yaptıktan birkaç hafta sonra sitenizin trafiği artmaya başlayacaktır.
Fakat bir problem var. Sitenizin tüm trafiği müşteriye dönüşmeyecektir. İnsanlar web sitenizi ziyaret ediyor ancak bir türlü satış gerçekleşmiyor, yani müşteriye dönüşmüyorlar. Bu noktada ne yapabilirsiniz? Gayet basit: Dönüşüme odaklanın.
Şimdi pazarlama hunisinin en üstündesiniz. Aşağıya doğru hareket ederek web sitenizin ziyaretçilerini potansiyel müşterilere, daha sonra da onları müşterilere dönüştürmeniz gerekir. Bunu yapmak için ziyaretçilerinize ilgi çekici, yüksek kaliteli içerikler oluşturarak, eylem çağrısı yapmanız gerekmektedir ve ziyaretçilerinizin iletişim bilgilerini almak için form ile landing page (açılış sayfası) oluşturmanız gerekmektedir. Maalesef insanlar form doldurmayı ve iletişim bilgilerini vermeyi sevmezler, bunun için karşılığında ücretsiz bir şeyler verin, bu e-kitap olabilir, indirim kuponu olabilir… Böylelikle ziyaretçilerinizi yavaş yavaş potansiyel müşterilere dönüştürmeye başlayabilirsiniz.
Bu bölümde dönüşüm sürecini detaylı bir şekilde anlattım. Dönüşüm sürecini aşağıdaki resme bakarak kolayca anlayabilirsiniz:
Aşama 1: İçerik Sunmak
İçerik teklifi (örneğin e-kitap, araç veya video) herhangi kampanyanın en önemli kısmıdır. Bu web sitenizin ziyaretçilerinin dikkatini çeken önemli şeydir, aynı zamanda onlara böyle ücretsiz şeyler sunarak formu doldurmalarını sağlayabilir, iletişim bilgilerini alabilirsiniz.
Ücretsiz sunduğunuz içeriğin ürün veya hizmetinizle alakalı olduğundan emin olun. Örneğin, eğer hazırladığınız PHP eğitimini satmak istiyorsanız, ilk önce web yazılım hakkında küçük bir e-kitap hazırlayarak ücretsiz sunabilirsiniz. Eğer satış uzmanı iseniz, o zaman satışın kuralları hakkında kısa bir video hazırlayarak formu doldurmalarına karşılık ziyaretçilerinize hediye verebilirsiniz.
Aşama 2: Eylem Çağrısı Oluşturmak
Ücretsiz teklifinizi hazırladıktan sonra, ilgi çekici eylem çağrısı (CTA) oluşturun. Eylem çağrısını kısaca anlatmak gerekirse, ziyaretçilerinizin ilgisini çeken buton veya bağlantı olabilir, ziyaretçiler oraya tıkladıklarında direk landing page’a giderler. Landing Page kavramını ise kısaca açıklamak gerekirse, bu bir form sayfasıdır, ziyaretçiler formu doldurduklarında ücretsiz sunduğunuz e-kitabı indirebilirler. Eylem çağrısı her yerde olabilir: web sayfalarda, e-postalarda ve blog yazılarında vs…
Landing page ile ziyaretçilerinizin iletişim bilgilerini aldıktan sonra onlar potansiyel müşterilere dönüşürler. Eğer etkili eylem çağrısı oluşturursanız daha fazla ziyaretçileri potansiyel müşterilere dönüştürebilirsiniz.
Aşama 3: Landing Page Oluşturmak
Eğer bütçeniz sağlamsa o zaman ücretli landing page servislerinden yararlanabilirsiniz: LeadPages.net, Unbounce.com, Landerapp.com vs…
Ama Themeforest’ten çok ucuza harika tasarımlı landing page şablonlar bulabilirsiniz https://themeforest.net/category/marketing/landing-pages
Fakat e-posta pazarlama servisinizle entegre etmek için form kısmında HTML kodlarda biraz değişiklik yapmanız gerekmektedir, eğer HTML biliyorsanız sorun yok, ama eğer bilmiyorsanız o zaman HTML bilenlerden yardım almanız gerekmektedir, webmaster formlarında 5-10 TL’ye yaparlar bunu.
Aşama 4: Test etme, Ölçme, Tekrarlama
İçerik teklifi, eylem çağrısı ve landing page dönüşüm sürecinin temel öğeleridir, fakat daha iş bitmedi. Dönüşümünüzü geliştirmek için sürekli ölçmeniz ve denemeler yapmanız gerekmektedir.
Bunun için eylem çağrınıza tıklanma oranlarını, landing page’inizin dönüşüm oranını ve yeni potansiyel müşterilerinizin sayısını ve satışları yakından izlemeniz lazımdır.
Amacınıza ulaşmanıza hangi öğelerin yardım edeceğini öğrenmek için farklı eylem çağrıları, landing page’lar ve teklifler üzerinde test edebilirsiniz. Eğer ana sayfanızda eylem çağrısı varsa, eylem çağrısının yazısını değiştirebilirsiniz (örneğin: ücretsiz indir veya e-kitabı indir). Eğer landing page’inizin dönüşüm oranı düşükse o zaman landing page’inizin şablonunu değiştirebilirsiniz, ya da başlığı ve sloganını değiştirebilirsiniz.
Şu an kafanızın karıştığını veya bu işlerin çok karmaşık sandığınızı biliyorum, ama merak etmeyin, bunun için A/B test araçlarını kullanabilirsiniz. Tek yapmanız gereken, vwo.com’a üye olarak, sitenizin bilgilerini yazın, ve size verilen javascript kodunu landing page sayfanıza ekleyin, daha sonra vwo.com’daki panelinize kolayca değişiklikler yapabilir, sayfanızın istediğiniz kadar varyasyonunu oluşturabilirsiniz, böylece her varyasyona eşit ziyaretçi akışı sağlanır, ve hangisinin başarılı olduğunu kolayca öğrenirsiniz.
Adım 5: Muhtemel Müşterileri Müşterilere Dönüştürün
Şimdi ise potansiyel müşterileri müşterilere dönüştürme zamanı. Bunu potansiyel müşterilerinizle ilişkiler kurarak ve onlara zamanında hedeflenmiş, alakalı ve kaliteli mesajlar göndererek yapabilirsiniz.
E-Posta Pazarlama
Potansiyel müşterileri müşteriye dönüştürmek istiyorsanız e-posta pazarlama stratejinizin sağlam olması lazımdır. Onlara sık sık mesajlar göndererek veya gereksiz ve saçma sapan mesajlar göndererek canlarını sıkmayın, burdaki amaç onların güvenini kazanmak.
E-Posta Gönderme
Abonelerinizin ilgilendiği konuları içeren mesajlar gönderin. Eğer alakasız mesajlar gönderirseniz ya abonelikten çıkarlar ya da şikâyet ederler.
Mesajınızın değer kattığından emin olun. Kendinizi abonelerinizin yerine koyun ve “bunun bana ne yararı var?” diye sorun. Sadece ürününüzün veya hizmetinizin ne kadar iyi olduğunu mu anlatmak için e-posta gönderiyorsunuz? Ya da onların sorunlarını çözmeye yardımcı olacak bilgileri mi sunuyorsunuz? E-posta başlığını ilgi çekici yazın, mesajı yazarken de sıkıcı ve boş şeyler yazmayın, onların ilgisini çekecek şeyler yazın.
Belirli aralıklarda e-posta gönderin, her gün göndererek onları sinirlendirmeyin, belirli aralıklarda gönderin, yani haftada 3 tane veya 2 tane yollayabilirsiniz.
E-Posta Performansını Ölçmek
Tıklanma oranı (CTR) – Kaç kişi e-postadaki linke tıkladığını ölçer. Tıklanma oranı teklifinizin ve e-posta mesajınızın ne kadar ilgi çekici olduğunu gösterir. Farklı tekliflerle, başlıklarla, eylem çağrılarla denemeler yapın.
Açılma oranı – açılma oranı aslında kesin değildir. Açılma oranlarına odaklanmak yerine tıklanma oranlarına odaklanmanızı öneririm.
Abonelikten çıkma oranı – adı üstünde, abonelerinizin abonelikten çıkma oranıdır. Eğer işe yaramayan mesajlar atarsanız abonelikten çıkma oranı yükselir.